-
1 kelepçe
1. شكال [شِكَال]Anlamı: zincirle tutturulmuş demir halka2. صفد [صَفَد]Anlamı: zincirle tutturulmuş demir halka3. غل [غُلّ]Anlamı: zincirle tutturulmuş demir halka4. قيد [قَيْد]Anlamı: zincirle tutturulmuş demir halka5. كبل [كَبْل]Anlamı: zincirle tutturulmuş demir halka6. كلبش [كَلَبْش]Anlamı: zincirle tutturulmuş demir halka7. وثاق [وَثَاق]Anlamı: zincirle tutturulmuş demir halka -
2 صفد
Iصَفَد1. kelepçeAnlamı: zincirle tutturulmuş demir halka2. künde3. bukağıIIصَفَّدَ1. bukağılamakAnlamı: ayağa bukağı takmak2. kelepçelemekAnlamı: kelepçe takmak3. zincirlemekAnlamı: zincirle bağlamak4. bağlamak -
3 قيد
Iقَيْد1. koşulAnlamı: şart2. köstekAnlamı: kısa ip veya zincir3. kelepçeAnlamı: zincirle tutturulmuş demir halka4. künde5. kayıtAnlamı: şart6. bukağıIIقِيد1. açıktanAnlamı: bir yerin uzağından2. mesafeAnlamı: ara, uzaklık3. açıklıkAnlamı: uzaklık, mesafeقَيَّدَ1. bukağılamakAnlamı: ayağa bukağı takmak2. kaydetmekAnlamı: bazı önemli notaları tespit etmek, yazmak3. kelepçelemekAnlamı: kelepçe takmak4. kısıtlamakAnlamı: tahdit etmek5. bağlamak -
4 شكال
-
5 غل
Iغَلَّ1. bukağılamakAnlamı: ayağa bukağı takmak2. girmekAnlamı: dışarıdan içeriye geçmek3. kelepçelemekAnlamı: kelepçe takmak4. bağlamakIIغُلّ1. kelepçeAnlamı: zincirle tutturulmuş demir halka2. köstekAnlamı: kısa ip veya zincir3. bukağıغِلّkin -
6 كبل
Iكَبَّلَ1. bukağılamakAnlamı: ayağa bukağı takmak2. kelepçelemekAnlamı: kelepçe takmak3. bağlamakIIكَبْل1. kordonAnlamı: elektrik iletkeni2. kablo3. kelepçeAnlamı: zincirle tutturulmuş demir halka4. bukağı -
7 وثاق
-
8 كلبش
См. также в других словарях:
kelepçe — is., Far. kelebçe 1) Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti. F. R. Atay 2) tek. Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük